Minik güvercin o sabah birdenbire kendisini yalnız hissetmişti. Çünkü gözlerini açtığında ilk karşılaştığı sürüsü onu unutup gitmişlerdi.
Bir süre bakındıktan sonra hiç değilse annem babam buralardadır diye düşündü...
Bir umutla tekrar etrafına bakındı ama hiç kimseyi göremedi.
Burada kalmanın anlamı yok diye aklından geçirdi. Kanatlarının elverdiğince kendisini gökyüzüne bırakıp yol almayı düşündü. Bu arada aklından nasıl olsa ölmem diye geçiriyordu.
Bu düşünceyle yola çıktı ama soğuk havalara fazla dayanamadı ve bir gün gökyüzünde uçarken kanatları dondu, yere düştü.
O sırada oralarda otlamakta olan bir inek güvercinin yanından geçerken üzerine pisledi. Güvercin pislik içinde öleceğini düşünürken, taze gübrenin etkisiyle ısındı ve donarak ölmekten kurtuldu.
Buna çok sevinen güvercin, şarkı söylemeye başladı. Oralarda gezinen bir kedi, güvercinin sesini duyunca yavasça geldi, gübreyi eşeledi ve güvercini bulup midesine indirdi.
Kıssan hisse:
1- Tepene ğisleten herkes düşmanın değil.
2- Seni pislikten çekip çıkaran herkes dostun değil...
3- Pisliğin içinde mutluysan, sakın sesini çıkarma.
Suberk Bulut {Berkay Bulut (çocuklarıma hitaben yazdım)