Bilimsel Tedavi mi, Manevi Telkin mi?

Sayın Okuyucular,

Bugün sizlerle, Ümraniye Devlet Hastanesi'nde yaşadığım ve beni derinden düşündüren bir olayı paylaşmak istiyorum. Yakalandığım bir enfeksiyon nedeniyle bir süredir bu hastanede tedavi görüyorum. İki kişilik bir odada kalıyorum ve yanımdaki hasta, 30 yaşlarında genç bir delikanlı. O, ishal ve zayıflama şikayetleriyle hastaneye gelmiş. Ancak asıl dikkat çekici olan, tedavi sürecinde yaşananlardı.

Gündüz öğlen saatlerinde, odada ilginç bir olay yaşadık. Genç hastanın yanında biri duruyordu ve sürekli dini telkinlerde bulunuyordu. İlk başta bu kişinin bir imam olduğunu düşündüm çünkü "Bir insan en fazla 70-80 yıl yaşar, oysa öbür dünyada çok uzun ömürlerin olacak. Dua et," diyordu. Fatiha Suresi'ni okumayı ve tespih çekmeyi tavsiye ediyordu.

Bu sözleri duyar duymaz dönüp baktığımda, büyük bir şaşkınlıkla bu kişinin bir imam değil, doktor olduğunu gördüm. Evet, doktor. Hastasına manevi destek vermeye çalışıyordu ama bu durum beni rahatsız etti.

Sağlık sorunlarıyla başa çıkmak elbette ki zor bir süreçtir ve hastaların moral ve manevi desteğe ihtiyaç duydukları bir gerçektir. Ancak, bir doktorun görevi öncelikle bilimsel ve tıbbi tedaviyi uygulamaktır. Hastaneler, modern tıbbın ve bilimin merkezleridir. Dualar ve dini telkinler, kişinin inancına ve manevi dünyasına bırakılmalıdır.

Bu olay, modern tıbbın yerini maneviyata bırakması gerektiği anlamına gelmez. Bilimsel tedavi yöntemlerinin yerini dini telkinler aldığında, hastaların güveni ve tedavi sürecinin etkinliği sorgulanır hale gelir. Doktorlarımız, yıllarca süren eğitim ve deneyimle hastalarına en iyi tıbbi bakımı sağlamak için çalışırlar. Dini telkinler, bu sürecin bir parçası olmamalıdır.

Ümraniye Devlet Hastanesi'ndeki bu deneyimim, bana bir kez daha modern tıbbın ne kadar önemli olduğunu hatırlattı. Doktorlar, hastalarına manevi destek vermekten çok, onların fiziksel sağlığını iyileştirmeye odaklanmalıdır. Herkesin inancı ve manevi dünyası farklıdır ve bu kişisel alan, profesyonel tıbbi bakımla karıştırılmamalıdır.

Sonuç olarak, hastanelerdeki doktorlarımızın bilimsel yöntemlere ve tıbbi tedavilere odaklanmalarını, dini telkinleri ise uzmanı olan kişilere bırakmalarını umuyorum. Sağlık, bilim ve tıbbın güvencesi altında olmalıdır.

Saygılarımla,