Evrenin en büyük gücüne sahip olduğunuzu biliyor musunuz? Bu güç düşüncedir.
Yaşamınızı yöneten şey aslında düşünce biçiminizdir. Düşünce biçiminiz sizi başarıdan başarıya ya da tam bir başarısızlığa götürebilir; size sevgi, mutluluk ya da yalnızlık, sefil bir yaşam verebilir. Bu tamamen sizin düşüncenizle ilgilidir. Her şey aslında düşüncede başlar. Bu sizi şaşırtıyor mu? Bir düşünün, çevrenizde gördüğünüz her şey önce bir fikirdi. Dünya ve içerdiği her şey düşüncenin ürünüdür, fiziksel evren bile. Fiziksel evren, düşüncede yer alan şeylerin can çekişen kanıtı, son parıltılarıdır.
Işık gök gürültüsünden, düşünce de eylemden önce gelir. Evreni bırakıp sadece insan vücudunu göz önüne alacak olursak; yürümeden önce sağ ayakla mı sol ayakla mı başlayacağınıza, hangi tempoda, nereye kadar yürüyeceğinize; yemek yerken hangi yemekten ne kadar; ne şekilde yiyeceğinize önce düşünüp karar verir daha sonra ise nöronlar (beyin hücreleri) sayesinde harekete geçirirsiniz.
Düşünce eken, eylem biçer. Yaşadığımız hayatı düşüncelerine güvenen ve yön verebilen kişiler kazanabilir. Adını tarihe kazıyanlara baktığımız zaman yaşadıkları çevreyi, evreni, olayları, duyguları tek tek düşünmüş kişilerdir. Onlarda biliyorlardı ki bir hazineye sahipler. Ve bu hazine kullandıkça çoğalan, asla bitmeyen mücevherlere sahipti. Aynı hazine bütün insanlarda vardı. Peki, ama neden bütün kişiler değil de sadece belli başlı kişiler adını tarihe yazdırabildi? Çünkü insanların çoğu içlerinde bulunan hazineyi kullanmaktansa köreltmeyi tercih etti. Bu nedenle içinizdeki hazineyi köreltmeyin. Onu kullanabildiğiniz kadar kullanın. Düşündüğünüz, inandığınız ve güvenle beklediğiniz her şey mutlaka gerçekleşir. Gerçekleşmesini istediğiniz şeyler için daha fazla çaba gösterip sabredin. Unutmayın, düşüncenin ortaya konması insanı kölelikten kurtarıp özgürlüğe ulaştırır. Ve yelkeni biz ayarlar gitmek istediğimiz yöne doğru yol alırız. Muhakkak ki hazine sizsiniz.