Esad’ın devrilmesiyle birlikte, muhalif grupların iktidarı ele geçirmesi, Suriye halkı için bir dönüm noktası olabilir. Rejimin baskıcı politikalarından kurtulmuş, özgürlük ve demokrasi için mücadele eden grupların bir zaferi olarak görülebilir. Ancak, Esad sonrası Suriye’de ne kadar barış ve istikrar sağlanacağı, büyük bir soru işareti olarak kalıyor. Yeni yönetim, geçmişin travmalarını ve farklı etnik, dini grupların taleplerini nasıl yönetecek, bu büyük bir bilinmez.
Bir diğer kazanan ise Türkiye. Türkiye, hem sınır güvenliği hem de bölgesel istikrar açısından bu dönüşümde önemli bir aktör haline gelmiş durumda. 12 yıl süren savaşta, hem iç savaşın hem de göçmen krizinin etkilerini en fazla hisseden ülke olan Türkiye, Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında belirleyici bir rol oynamak istiyor. Türkiye’nin, özellikle kuzey Suriye’deki varlığı ve mülteciler konusunda attığı adımlar, yeni dönemde de etkisini sürdürebilir. Ayrıca, Türkiye’nin Suriye’nin yeniden inşasında yer alacağı, bölgedeki ekonomik ve siyasi hamleleri, ülkenin bölgesel gücünü pekiştirebilir.
Kim Kaybetti?
Esad’ın yönetimi devrilmiş olsa da, kaybedenlerin başında ülkenin halkı geliyor. Savaşın yarattığı yıkım, ekonomik çöküş, milyonlarca mülteci ve iç göç, Suriye halkının en büyük kaybı. Yıllarca süren savaş, bir halkı yerinden yurdundan etmiş, hayatlarını altüst etmiştir. Bu kaybın telafisi, sadece yeni yönetimin değil, uluslararası toplumun da sorumluluğunda.
Uluslararası anlamda, özellikle Rusya ve İran gibi ülkeler de büyük bir kayıp yaşayacak gibi görünüyor. Esad’ın devrilmesiyle, bu ülkelerin Suriye üzerindeki nüfuzu ve stratejik etkisi büyük ölçüde zayıflayacak. Bu, Suriye’nin yeniden şekillendirilmesinde Türkiye’nin ön plana çıkmasına olanak tanıyabilir.
Türkiye’nin Rolü:
Türkiye, Esad sonrası dönemde büyük bir fırsatla karşı karşıya. Suriye’deki değişim, Türkiye’nin bölgedeki etkisini artırma fırsatını sunuyor. Ancak, bu fırsatın getirdiği zorluklar da büyük. Türkiye, hem mülteci sorununu yönetme hem de bölgesel güvenliği sağlama konusunda kritik bir pozisyonda. Yeni Suriye yönetimiyle kuracağı ilişkiler, bölgedeki güvenlik dengelerini yeniden şekillendirebilir. Türkiye, aynı zamanda ekonomik açıdan da önemli bir aktör olabilir. Esad sonrası dönemde, yeniden inşa edilecek Suriye’de Türkiye’nin şirketleri ve inşaat sektörünün etkisi büyük olabilir.
Sonuç olarak, Esad’ın devrilmesiyle Suriye’de yeni bir dönemin kapıları aralanmış olsa da, bu dönüşümün sonuçları daha uzun vadede şekillenecek. Türkiye’nin, bölgesel güç olma yolundaki çabaları, Suriye’nin geleceğini etkileyen en önemli faktörlerden biri olacak. Kazananlar ve kaybedenler arasında en çok dikkat edilmesi gereken ise, halkın ve bölgenin istikrarı olacak.