Mutluluk, canlılara özel bir durumdur. Bu duyguyu insanlar, hayvanlar ve bitkilerin hepsi yaşarlar. Bir gramlık bir iyi niyet bile onları mutlu etmeye yeter de artar bile.
Mutluluk, canlıları iyi bir durum karşısında kendilerini iyi hissettikleri bir duygu patlamasıdır. Bu durum kendilerini iyi hissetmelerinin yanında, yükseklere uçmalarına, olağanüstü davranmalarına da yol açar. Mutsuzluk ise, bu saydıklarımın tam tersini ifade eder.
Bir garibanı, bir sokak yaşayanını düşünün neredeyse her şeye muhtaçtır. Ama bir dilim ekmek, bir liracık parayı elinde gördüğünde gözleri parlar, ışıl ışıl olur.
Bir emekli insanı düşünün. Aldığı üç kuruşluk maaşla zar zor geçinmeye çalışırken, zamlı maaş dönemlerinde kendisine çok görülen ve görüşmeleri aylar süren bir kuruşluk bir zammı aldığında bile mutlu olur. Hatta yetmeyeceğini bildiği halde o kazanımı bile onu mutlu eder.
Bir yoksulu düşünün. İmkansızlıklar içerisinde yaşarken bir ramazan ayında verilen yardım ve desteklerle göklere uçar. Kurban Bayramı’nda bir kez olsun yiyeceği etle mutluluğun zirvesine çıkar.
Bir işvereni düşünün. Kazandığıyla ve rahat yaşamıyla mutlu olur. Her kazandığı farklı parayı servetine katmanın mutluluğuyla ne yapacağını bile şaşırır.
Bir sokak kedisine, köpeğine verdiğin bir yudum su ya da elli gram mama ile gözleri parlar. Seni okşar, yalar ve vaz geçilmez yapar.
Bir çiçeği düşünün. Verdiğiniz su ve besinle renkten renge girer, ışıl ışıl olur. Sanki seninle konuşur. Demek ki mutluluk, genellikle sahip olmakla ilgili bir durumdur. Bu durum ister maddi ister manevi olsun hiç fark etmiyor.
İnsanlar birbirlerini mutlu edebilmek için iyi bir söz söylemeleri yetiyor da artıyor bile. Onlara duygusal yaklaşım onları bulutların üstünde gezdirir.
Tabi ki bunun yanında mutsuzluklarda mevcut. Paran az olur bir dert. Paran çok olur başka bir dert. Garibana beklenmedik bir anda olağandan çok verdiğinizde bitmesin diye harcamaya bile kıyamaz. Al sana mutsuzluk. Zengine milyonlar verirsin, az bulur. Onu nasıl trilyonlara çevireceğinin hesabıyla ya da onu nasıl koruyacağının hesabını yapmakla uykuları kaçar. Al sana zengin mutsuzluğu.
Hani bir şarkı sözü var ya:
“Para para para,
Varlığı bir dert, yokluğu yara…”
İşte mutluluk ve mutsuzluk denilen olgular böyle bir şey. Bazen bir yudum su bile canlıları mutlu ederken, bazen de tonlarca oda dolusu varlık sizi mutsuz edebiliyor.
Aslında mutluluk da mutsuzluk da sizin elinizde. Mücadele eder kazanım sağlarsanız mutlu olursunuz. Gayri meşru zeminlerde kazanır, çok daha çok olsun derseniz mutsuz olursunuz. Buyurun bakalım tercih sizin!
Yaşar GELER