Son zamanlarda çok görür olduk güce tapanları da güçten sapanları da. Hal böyle olunca gözlemlerimizi de yazmadan olmaz tabi ki. Şimdi birazcık tanımlardan başlayarak konun özüne gelelim.
Güç, zor olanı başarabilmek.
İmkânsızı imkânlıymış kılmak.
Toplumu yönlendirebilecek kadar enerjiye sahip olmak.
Çevresini kolayca etkileyip kendi çıkarlarına dönük kullanabilmek.
Her türlü işi kolayca yapma imkânı.
Gücü elinde bulundurmak ise hem ekonomik hem sosyal hem de siyasal anlamda olağanüstü varlıklara sahip olmak ve bunu kullanarak da insanları kendi çekim merkezinde tutabilmektir. Yani her şeyi kolayca yapma ya da yaptırabilme imkânına sahip olmak.
Bir de güce tapanlar var. Bunlar kişiler veya toplumlar olabilirler. İşlerini yaptırabilmek, varlıklarını rahat sürdürebilmek, kimi zaman yaşamlarını kolaylaştırabilmek için güçlü insanların ya da toplumların çevresinden ayrılmazlar. Hatta kendilerini gösterebilmek için güçlülerin yanından ayrılmak istemezler. Adeta onların uydusuymuş gibi davranırlar. Bu türden insanlar ya da toplumlar kısa vadede durumu kurtarabilirler ama uzun vadede asıl olan kimliklerinden uzaklaşırlar.
Kimliği kaybetmek kadar kötü bir durum olmadığını düşünüyorum. Kimliğini kaybeden her şeyini kaybeder. Hatta kendilerini de güçlüymüş gösterebilmek için her türlü yola başvururlar. Kimseyi beğenmek istemez, herkes onu beğensin ve takdir etsin diye kıvrım kıvrım kırılırlar. Güce tapanların bir özellikleri de çok kolay ve çok basit işlere bile razı olmalarıdır. En ufak takdir bile onları mutlu eder. Ancak, başkalarının mutluluğu onları pek ilgilendirmez.
Bir yanda da güçten sapanlar var. Yani güç zehirlenmesi yaşarlar. Gücün tüm nimetlerinden yararlanırlar ve bir süre sonra o güç bile onları sıkar. Gücün çekim merkezi etkisini kaybeder ve başka yerlere savrulmaya başlar. Hatta daha yeni ve daha etkili bir güç gördüklerinde hemen oraya doğru yol alırlar.
Ya güçsüz oldukları halde güçlüymüş gibi davrananlara ne demeli? Birazcık varlık sahibi olduklarında kendilerini güçlü göstermek için ekonomik silahlarını kullanmaya başlar. Oysa bilmiyorlar ki toplum ya da çevresindeki insanlar onun ne olduğunu çok iyi bilmektedirler. Paranın gücüne kendini göstermek demek, insanın doğru ve güçlü olduğunu göstermez.
Özetle basit insanlar, hep başkalarıyla uğraşırlar. Basit işlerle mutlu olurlar.
Gerçek güçlü insanlar da her türlü zorluğun karşısında durur, mücadele eder ve başarılı olurlar. Güce tapmayı bırakıp, güçlü olmak için mücadele edin. Başkalarıyla değil, kendinizle uğraşın. Başkalarıyla yarışmak yerine kendinizle yarışın. Kimin ne olduğunun önemi değil, senin ne olduğunun önemi olsun.
Yaşar GELER