Herkes 14 Mayıs’a endekslenmiş, harıl harıl çalışıyor. Çalışıyor derken biraz mutlu olanlar, biraz da mutsuz olanlar çalışıyor. Yerleri garanti olanların çalışmaya ihtiyacı yok. Yerleri garanti olmayanların da çalışmaya ihtiyacı yok. E o zaman kim çalışıyor olacak? Beklentisi henüz bitmeyenler. Bunlar kimler, iktidar olunduğunda atama bekleyenler. Gerçek siyasetçi olan figürler. Yani siyaseten hiçbir beklentisi olmayanlar ya da seçim kazanıldığında çoluk çocuğumu, eşimi dostumu bir yerlere yerleştiririm umudu olanlar.
Şimdi de 2023 siyaset arenasında sayısal tablolar neyi gösteriyor bir bakalım. Her yıl olduğu gibi bu yılda siyasete ilgi duyanların oranı azımsanacak kadar değil. Müthiş bir ilgi olmuş gözüküyor.
AKP ADAY ADAYI BAŞVURU SAYISI: 6 BİN 25
CHP ADAY ADAYI BAŞVURU SAYISI: 3 BİN 500
HDP ADAY ADAYI BAŞVURU SAYISI: 2 BİN 783
İYİ ADAY ADAYI BAŞVURU SAYISI: 3 BİN 379
MHP ADAY ADAYI BAŞVURU SAYISI: BİN 894
YAKLAŞIK 30-40 BİN KİŞİLİK BİR MÜRACAAT
SEÇİLMESİ GEREKEN 600 MİLLETVEKİLİ
Şimdi bakıyoruz, listeler açıklandı. Mutlular mutsuzlar vs. saflar oluşmaya başladı. Hatta ben gözlemlerimden bu siyasetçileri biraz da kategorize etmeye çalıştım. Nasıl bir kategori oluştu bakalım:
SİYASETEN BEKLENTİSİ OLANLAR
SİYASETEN MUTLU OLANLAR
SİYASETEN KÜSKÜNLER
SİYASİ RANTÇILAR
SİYASİ KARTVİZİTÇİLER
SİYASETTEN BAŞKA YERLERE ATAMA BEKLEYENLER
SİYASETİN DİNOZORLARI
SİYASETTEN NEMALANARAK GELECEĞİNİ GARANTİ ALTINA ALMAK İSTEYENLER
GERÇEK SİYASETÇİLER
SİYASİ KADROLAR
Şimdi bunları yazarken, ben siyaset bilimci değilim. Çok aktif bir siyasetçi de değilim. Onlar üzerine söz söylemek haddim de yoktur. Sadece, sade bir vatandaş ve az da olsa ucundan kulağından bir parçacık gazetecilik gözlemlerimden çıkardığım sonuca göre değerlendirdim. Yani benim kişisel fikrim bu. Eksik ya da fazla yazmış olabilirim. Yanlışım da varsa gerçek siyasetçiler, siyaset emekçileri düzeltsinler lütfen.
Aday listeleri açıklandığından bu yana siyasetin fırtınasında savrulmalar başladı. Hatta kasırgaya dönüşüyor. Her birini bir yere savuruyor. İstifalar, basın açıklamaları, demeçler, parti değiştirmeler, partilerini karalamalar, başkalarını övmeler vs vs…
Ya beyler, listeye girecek olan sayı altı yüz elli, hatta partilere indirgersek en fazla iki yüz elli bilemedin üç yüz kişi vekil seçilebilecek. Başvuru olmuş otuz kırk bin kişi. Yani ne bekliyordunuz da ne oldu. Şayet partileriniz gerçekten liyakata dayalı adaylar belirlemişse sorun yok. Gerçekten ülkenin yasa yapma yeterliliğine göre gerekli meslek dallarından aday belirlemişlerse de sorun yok. Sizi dikkate almamış olabilirler çünkü yukarıda da dediğim gibi dosyalarınız yeterli değilse yine sorun yok. Hatta il, ilçe teşkilatlarınız kriterlere uygun önermeler yapmış iseler de yine sorun yok.
Ancak hem liyakatsiz hem niteliksiz hem kafa kol ilişkisiyle atama yapılmış ise il ve ilçe teşkilatlarının istemleri yani halkın tercihleri dikkate alınmamış ise işte o zaman sorun var demektir. Bunu çözmenin yolu da yine demokratik kurallar içerisinde il ve ilçe teşkilatları aracılığıyla gerekli itirazların yapılması ve düzeltilmesine çalışılmasıdır.
Kimsenin partisine küsme hakkı yoktur diye düşünüyorum. Özellikle gençlerimizin ve kadınlarımızın ikinci plana itilmesi asıl sorundur bence. Baktığımda bazı siyasi partiler siyaset dinozorlarından kurtulma yolunu seçmişlerdir. Bu durumu doğru buluyorum.
Artık bu fırtına dinsin, herkes amacına ve yoluna odaklansın. Cumhuriyetin ikinci yüzyılını kurucu değerlerin ilkelerine uygun bir şekilde sürdürülebilir bir yönetim ve yasama kadrolarının seçimine endeksleyin. Siyasette kırılmalar, dalgalanmalar olur. Ama siyaset bitmez. Siz olsanız da olmasanız da siyaset kurumu işler.
Yaşar GELER