Evet, siyaset duman. Göz gözü görmüyor.
Sisli, buğulu siyaset dünyasında kimileri kayıp, aranıyor ama bulunamıyor.
Kimileri ortalarda böbürlenerek dolaşıyor.
Kimi gözünü kulağını Ankara’ya dikmiş heyecanla adının geçeceği listeyi ya da haberi bekliyor.
Bir kısım rafa kalkmış olanlar kulvar değiştiriyor. Yeni bir yerde bir şey kapabilir miyim derdinde!
Süresini doldurmuş olanlar sessizce kenara çekiliyor. Yenilere yer açıyor.
Memnuniyetsizler ise, istifa istifa diye yırtınıp duruyorlar. Hatta memnuniyetsizliklerini bu kez yıllardır içinde bulunduğu siyasi camiayı kötüleyerek ayrılıyorlar.
Hep söyledim ve yine de söylüyorum. Herhangi bir siyasi örgütün herhangi bir kademesinde bir makam almış kişilerin farklı yerlere yönelimlerine izin verilmemelidir. Bir makam yeterli olmalıdır. Hatta en fazla iki dönem görev yapma kuralı getirilmelidir.
Herhangi bir siyasetçinin oğlu, kızı, eşi ya da çok yakın akrabası benzer kulvarlarda olmamalıdır. Yani siyasi örgütler aile şirketleri şekline sokulmamalıdır. Bir siyasi örgüt belli aile bireylerinden başka nitelikli iş gücüne sahip insan yetiştiremiyorsa o örgüt zaten fiilen bitmiş demektir.
Siyasi örgütler her ne olursa olsun, her kim olursa olsun adam kayırmacılık üzerine siyaset geliştirmesinler. Toplumda nitelikli insan çok, onları değerlendirsinler yeterli.
Niteliksiz tek bir insana dahi bu ülkenin tahammülü olmamalıdır. Liyakatsiz yönetimlerden ülke zarar görmektedir.
Elbette ki her siyaset kurumu kendine yakın iş gücü ile çalışmak ister. Bu doğal bir durumdur. Fakat, kendine yakın ama nitelikli ve liyakatli insanları seçmeliler.
Öyle her önüne gelen sokaktaki birisini sırf benim adamımdır, her dediğimi yapar diye getirip bir yerlere koymak doğru değildir.
Özellikle bir kişiye birden çok görev yüklemek ve onu zengin yapmak üzerine bir siyaset yapılmamalıdır. Hiçbir kimsenin birden fazla görevi olmamalıdır varsa da o görev onun üzerinden alınmalıdır.
Vefa örneği gösterip, partisinin tercihine saygı gösteren siyasetçilere de olması gereken gibi davranılmalı ve onları onore edecek davranışlar sergilenmelidir. Yok saymak, bir kenara itmek siyasi terbiye ve nezaket olmasa gerek.
Vatandaşın birisi bir bakıyorsun milletvekili adayı. Adaylıklar açıklanıyor, adamın esamesi okunmuyor. Çünkü niteliksiz. Atadığında ya da seçildiğinde bu topluma ne verecek? Hiçbir şey. Kendi tutmadı, bu kez karısını, oğlunu ya da kızını devreye sokuyor. Yani illa ki benim ailemden birisi bir yere yerleşsin. Bu durumun çok çirkin ve tutarsız bir siyaset yapma anlayışı olduğunu görüyoruz.
İşe alımlara bakıyorsunuz ya bir meclis üyesinin yakını ya bir daire müdürünün yakını ya da üst düzey bir partilinin yakını. İyi güzel de ya size ulaşamayan o gariban insanların çoluk çocuğu ne olacak? O vatandaşların da işe girme, evine ekmek götürme hakları yok mudur?
Özellikle yeni aday olan ya da seçilmesi kesin olabilen siyasetçilere sesleniyorum:
Vatandaşa eşit davranın. Vatandaşa, size erişim kolaylığı sağlayın. Derdini anlatamayan onlarca vatandaşın ulaşmasını sağlayın ve sorununu çözün ki bunlar yarın sizlere tekrar o yerlerde bulunma şansı versin.
Yani özetle siyaset toz duman.
Toz duman siyasetten umutlu yarınlara!