Placeholder image

Berrak ÖZTEKİN

nazliberrakoztekin@gmail.com

Yazarın Tüm Yazıları

NASIL KABUL ETTİRMELİ?

 

24 Kasım Öğretmenler Günü!
Bizleri yetiştiren, görev başında olan, öğretmen adayı olan, emekli olan,  öğretmenlerimizin ve eğitimin vazgeçilmezi olan diğer eğitim çalışanlarımızın 24 Kasım Öğretmenler Gününü yürekten kutlarken; başta Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vefat eden ve şehit düşen öğretmenlerimizi saygıyla ve rahmetle anıyorum...
Şimdi bir gerçeğe dönelim;
Bir şeyi sözde kutlamak kolaydır. 
24 Kasım Türkiye'deki öğretmenlerin günü! 
Kurusıkı laflarla peynir gemisi yürümez. 
Bir insana verilen değer, yaşam koşullarını iyileştirmek, toplumda saygınlık kazandırmak, eğitim sistemini çağdaş ve bilimsel temellere oturtmaktır. 
Demokrasinin ilerde bekçileri olacak nesli laik ve pozitif bir eğitim anlayışı ile yetiştirmek gerekir. 
Ama her şeye karşın, eğitim savaşçılarımızı kutlayıp, başımızın tacı olduklarını söylemeden geçemeyeceğim.

   İNSAN YETİŞTİRENLER

24 Kasım Öğretmenler Günü, Atatürk'ün ‘Başöğretmen’ unvanını kabul ettiği tarih olarak, 1981 yılından bu yana her yıl aynı gün kutlanıyor. 
Bu özel günde, ülkemizin geleceğini inşa eden öğretmenlerimizi onurlandırmak için Atatürk'ün öğretmenlikle ilgili unutulmaz sözlerini, bu özel günün önemini hatırlatmak açısından anımsatmaya çalışayım.
Şunu da belirteyim:
Hepsi birbirinden güzel, sevgi dolu, duygusallıkla yüklü, anlamlı…
‘Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.’
‘Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.’
‘Eserinin üzerinde imzası olmayan yegâne sanatkâr öğretmenlerdir.’
‘Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.’
‘Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür.’
‘En önemli ve verimli vazifelerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde kesinlikle zafere ulaşmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu şekilde olur.’
‘Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.’’
Öğretmenler!... 
Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. 
Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.’
Sevgili okuyucularım;
Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir. 
Bir ulusun çağdaş ülkeler düzeyine erişebilmesi; 
Eğitim Ve öğretimin kaliteli ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi ile ancak mümkün olabilir. 
Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır. 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi.
Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. 
Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır. 
Acaba bir zamanlar ‘Eti senin kemiği benim!’ diyerek çocuklarımızı teslim ettiğimiz öğretmenlerimize gerekli maddi ve manevi desteği veriyor muyuz?
Bunları da tartışmalıyız…
Öğretmenimiz olmasa, bizler bir hiç oluruz…
Ama bunu kime anlatmalı, kabul ettirmeliyiz?