“Geçmişin İzinde, Kalemin Sesinde”4 gün önce
Özel Röportaj
Ortaköy“deki şirketlerinde bizi çok güzel ağırlayan Green Yapım yapımcıları; İnci Gülen, Sevda Kaygısız ve Özkan İpek ile 2014“ten bu yana izleyici kitlesini katlayarak arttıran, yurtdışında adını duymayan ülke kalmayan ““Elif““ üzerine merak edilenleri konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyabilmemiz için Green Yapım“dan bahsedebilir misiniz?
İnci Gülen : Green Yapım kurulalı 3 sene oldu. Daha öncesinde bizim yaptığımız farklı işler var. Green Yapım serüvenine Kanal 7“ye ““Hayat Dediğin““ isimli 130-140 tane televizyon filmi yaparak başladık.
Sevda Kaygısız : Hayat Dediğin Türkiye“de yapılan en zor işlerden biriydi. Çünkü her gün yayınlanıyor ve her gün ayrı bir film çekiyorsunuz. Mekanlar ayrı, karakterler ayrı, hikayeler ayrı.
Türkiye“de bir dizi yapım süreci nasıl işliyor? Yapım şirketi ya da yapımcı piyasa koşullarının neresinde?
Sevda Kaygısız : Yapım süreci önce projelendirme ile başlıyor. Yapımcı bunu kanal ile beraber de yapabilir kendisi de bir proje üretebilir. Sonrasında satışını gerçekleştirmesi gerekiyor.
Peki projelendirme süreci nasıl işliyor?
İnci Gülen : Projelendirme süreci, halkın nabzının ölçülmesi ile ile başlıyor. Halkın ne tarz hikayeleri beğendiği, hangi hikayeyi ne kadar süre izlediği ve diğer kanallardaki eksikleri araştırıyoruz. Edindiğimiz izlenimleri hep beraber tartışıyoruz, bir fikir ortaya çıkıyor. Çıkan fikir üzerinden bir senarist bulup hikayeyi senaryolaştırıyoruz. Projelendirip satışı için kanala gidiyoruz.
““Yapımcılık ayrı bir şey, yatırımcılık ayrı bir şey.““
Sevda Kaygısız : Elinize aldığınız her proje siz beğenseniz bile izleyici tarafından beğenilecek diye bir garanti yok. Türkiye“de şu an 80, 90 üzerinde dizi yapılıyor. İnanın bir o kadar da hazırlanıyor. Yapımcı sayısı da çok fazla. Doğal olarak rekabet kaçınılmaz. Nokta atışı yapmanız gerekiyor. Nokta atışı yapamazsanız yapımcı olarak çok şansınız yok. Yapımcılık böyle bir şey. Bir de şu çok karıştırılıyor; yapımcılık ayrı bir şey, yatırımcılık ayrı bir şey. Yatırımcı sadece parayı koyan kişi, yapımcı ise üreten kişidir. Türkiye“de şu an o kadar çok sadece para verip şirket kurup, ekip kuranlar var ki. Bizim tercihimiz üretimin içinde olmaktan yana.
Elif dizisine gelecek olursak, öncelikle bu proje nasıl doğdu?
İnci Gülen : Hayat Dediğin projemiz; başta hepsi birbirinden bağımsız televizyon filmleriydi. Sonra kanalla bunları arkası yarın olan bir diziye çevirelim diye konuşulunca Elif dizisi çıktı ortaya. Hayat Dediğin bitti, Elif başladı. Önce Hayat Dediğin“de hangi bölümler, hangi hikayeler daha çok izlendi, onlara baktık. Sonra Kanal yetkilileri ile karşılıklı konuşarak Elif“in hikayesini yarattık.
Sevda Kaygısız : Yani öykünün ilk çıkışı bir senaristin elinden değil. Bizim önceki çalışmamızdan, kanal ile beraber kararlaştırılarak öyküleme oluşturuldu. Sonrasında senaristlere devredildi. Ama biz senariste verilince hadi yazın diyip dışında durmadık, her zaman yanlarında, senaryonun içerisinde bulunduk. Karakterlerin yaratım sürecinde, hikayenin işleyiş sürecinde hatta senaryo aşamasından sonra bile.
““Elif bu hikayenin domino taşı.““
Karakterler demişken, dizinin oyuncu kadrosu oluşturulurken özellikle bu projede yer almalı dediğiniz bir isim oldu mu? Kastı oluştururken nelere dikkat ettiniz?
Sevda Kaygısız : Özellikle olmasını istediğimiz bir isim yoktu. Sıfırdan bir kadro oluşturduk . Kastı oluştururken nelere dikkat ettiğimize gelince, bu bir üçlemedir. Proje, yönetmen ve kast. Bunlar uyum sağlamadığı sürece projeyi istediğiniz kadar güzel yazın, hayata geçirme sürecinde istediğinizi alamazsınız. Kast sürecinde, senaristlerle beraber karakter tiplemesi çiziyorsunuz. Yaşı, boyu, karakteri gibi. Bütün oyuncular için bu tiplemeler çiziliyor ama asıl önemli olan deneme çekimleridir. Önce o karakterlerin tiplemelerini buluyorsunuz. Sonrasında çok ciddi deneme çekimleri yapılıyor. Her karakter için ayrı ayrı. Biz özellikle Elif karakteri için çok fazla çocuk oyuncu ile deneme çekimi gerçekleştirdik. Çünkü Elif bu hikayenin domino taşıydı. Merkezde olan ve etrafındaki herkesi etkileyecek olandı.
Peki sizce projede star senaryo mudur, yoksa senaryo mu?
Sevda Kaygısız : Çok riskli bir soru bu. Ama star öncelikle senaryodur. Senaryo olmaz ise oyuncu o oyunu veremez ki. Aslında star demeyelim, star çok iddialı bir kelime. Ona ilk çıkış noktası diyelim, çünkü ilk çıkış noktası senaryodur. Ona ruh veren de oyunculardır. Yine de bunu tek olarak ele alamayız çünkü iyi proje iyi bir ekip işidir. Biz ekip açısından ne mutlu ki çok şanslıyız.
Bu projeye başlarken reyting kaygınız var mıydı?
İnci Gülen : Tabi ki. Her işte reyting kaygısı vardır. Piyasayı biliyorsunuz. Reytingler düşük oldu mu, bir kaç bölüm sonra projeler yayından kaldırılıyor. Dolayısıyla ister istemez bir reyting yarışındasınız. Ama Elif bu konuda bizi hayal kırıklığına uğratmadı.
Sevda Kaygısız : Bir de şöyle bir şey var; diğer günlük dizilere bakarsanız ya sabah ya öğlen yayınlanıyorlar. İzleyicinin yoğun olduğu saatler onlar için. Biz ilk akşamüstü 18.00 gibi yayınlanmaya başladık. Riskli saatler bunlar. Riskli bir saatte olmamıza rağmen bir anda yükseldi ve şu anda prime saatinde yayınlanıyoruz. Ve bizden başka da prime saatte yayınlanan günlük dizi yok. Hani o zaman diliminde karşımızdaki güçlü yapımlar ile karşılaştırınca mükemmel bir şey. Bütçeyle oranladığınızda da inanılmaz komik. Demek ki iş aslında; yüksek bütçe, reklam, gösteriş ile değil, seyirciye ne kadar dokunduğunuzla alakalı. Seyiciyi bir kere yakaladınız mı, kalbine dokundunuz mu zaten sizi alıyor kalbine koyuyor ve bırakmıyor. Ailesinden biri gibi görüyor.
Bu denli yüksek izlenme oranlarını ve ilgiyi bekliyor muydunuz?
İnci Gülen : Açıkçası ben kendi adıma günlük dizi olarak başladığımız için prime time“a gireceğimizi tahmin etmiyordum. Ama günden güne başarısını arttırarak prime time“a geçmemiz ve orda da yerimizi korumamız ne güzel bir iş ortaya çıkarttığımız gösterdi.
““14 farklı ülkeye satıldı.““
Özkan İpek : Türkiye“de iyi reyting alacağını biliyorduk ama yurtdışı ilgi ve başarısı şaşırttı. Kıyaslarsak eğer yurtdışından çok daha fazla ilgi var. Şu an Bosna Hersek, Sırbistan, Pakistan, Malezya, Singapur, Makedonya gibi 14 farklı ülkeya satılmış bulunmakta. Endonezya“nın 300 Milyon nüfusu varmış, biz de yayınlandıktan sonra öğrendik. 300 Milyon nüfuslu bir ülkede her gün ilk 5“te reytinglerde. Beklenen hayran kitlesinin çok çok, çok üzerinde Elif.
Peki bu yurtdışındaki ilgi ve alakayı nasıl yorumluyorsunuz?
İnci Gülen: Bu başarısının sebebi evrensel bir hikaye olması. Türkiye“ye özgü değil, insan duygularına özgü bir hikaye. Yurt dışında da anne, çocuk ilişkisi sevgisi aynı sonuçta. Dünya“nın her yerinde benzer olaylar yaşanabiliyor.
““Endonezya 2015 Televizyon Ödülleri: Drama dalında En İyi Yabancı Dizi Ödülü““
Endonezya“da 2015 Televizyon Ödülleri“nde Drama dalında En İyi Yabancı Dizi Ödülü“nü aldınız, haberi ilk duyduğunuzda neler hissettiniz?
Sevda Kaygısız : Endonezya bizi taçlandırdı adeta. Oraya gittiğimizde de gösterilen ilgi, verdikleri kıymet inanılmazdı. Orada o sırada diğer ülkelerin yayınlanan dizilerini geçin ki aralarında çok popüler Kore dizileri de var, bizden başka yayınlanan bir sürü Türk dizisi vardı. Binbir Gece vardı, Kiraz Mevsimi vardı. Hani oldukça güçlü takipler karşısında bu ödüle layık görülmek bizi inanılmaz mutlu etti.
““Cannes Televizyon Fuarı“nda: En Çok Satışı Yapılan Günlük Dizi““
Endonezya televizyon ödülünüzün dışında, Cannes Film Festivali“nde de adınız geçiyor. Sanırım başka kaynaklar bu haberi yanlış aktarmış. Çünkü Cannes bir film festivali ve siz dizi yapıyorsunuz, bu konuya birlikte bir açıklık getirelim ister misiniz?
Özkan İpek: Evet o çıkan haberlerde bir yanlış anlaşılma var. Şimdi Cannes“da bir film festivali yapılıyor, bir de büyük televizyon fuarları 2 kere Cannes“da yapılıyor. Gazetenin birinde bir arkadaş o şekilde yazmış ve öyle yayınlandığı için öyle biliniyor. Ama biz Cannes“da Televizyon Fuarı“nda En Çok Satışı yapılan Günlük Dizi olarak yer aldık. Çünkü şu an 14 ülkeye satışı gerçekleştirilen bir diziyiz, bunların dışına da diğer ülkelerle görüşmeleri yapılıyor. Doğrusunu size söylemiş olalım, sizin aracılığınız ile doğrusu bilinmiş olsun.
““10 sezon olarak çalışmalarımızı yapıyoruz.““
Elif yayın hayatına 2014 Eylül“de başladı ve şu an 2. sezonun sezon finaline doğru yaklaşıyor, başarılı 2 sezonun ardından daha kaç sezon devam ettireyi düşünüyorsunuz?
Özkan İpek : Dizimiz 361. bölüm ile sezon finali yapıcak. Biz başlarken 5 sezon olarak planladık açıkcası ama şu an 10 sezon olarak çalışmalarımızı yapıyoruz. Tabi ki buna kesin karar verecek olan seyircidir. Onları daima taze heyecanlar ile tutmaya çalışacağız. Zaman da etkileyen bir diğer faktör tabi. Mesela Elif ilk başladığında karakterin dişleri yoktu, şimdi dişleri var, boyu uzadı genç kız olma yolunda. Hikaye tabi ki büyümesi de göz önüne alarak şekillenecek.
Sezon finalinde izleyicisi ne gibi sürprizler bekliyor, biraz tüyo alabilir miyiz?
Özkan İpek: Tüyo gibi olmasın ama Kenan ve Melek“i bir araya getirmeye çalışıyoruz, onu söyleyebilirim. Elif anne ve babasını bir araya getirmeye çalışıyor. Bir bakıma başarılı oluyor gibi bir durum var ama sonunda yine beklenmedik bir sürpriz var tabi ki.
Dizi sektörü malum, haftalık yayınlanan dizilerin oyuncusundan set çalışanlarına kadar herkes mevcut düzenden şikayetçi. Dizilerin süresinin kısalmasını isterlerken, süreler arttırıldı. Diğer haftalık diziler 6 günde 1 bölüm çekiyorlarken siz günlük diziyi nasıl bir set ortamında yetiştireiliyorsunuz bunu çok merak ediyoruz?
Sevda Kaygısız : Biz günlük yayınlanmamıza rağmen diğer diziler kadar yoğun set çalışması yapmıyoruz. Öyle gece yarılarına kadar çalışmıyoruz. Sistemi bir çalışma düzenimiz var. Şu an diğer diziler 130 -140 dakikalara çıktılar. Bizim dizimiz zaten o kadar uzun değil.
Özkan İpek : Şimdi diğer dizilerde çalışanlar da hep bizim arkadaşlarımız. Onları da şey yapmayalım. Onlar kendi sistemlerinin gereği olarak o kadar fazla çalışıyorlar malesef. Bizim sistemimiz çok daha iyi bir şekilde oturduğundan her şey tıkırında gidiyor. Ve olması gereken normal şartlarda çalışılarak yetiştiriliyor bölümler. İş takvimi senarisler ve oyuncular ile birlikte kordine olarak hazırlanıyor. Çocukların çekimleri okullarından geri kalmamaları için haftasonları yarım gün olarak ayarlanıyor. Derslerine de vakit ayarlayabilsinler diye. Senaristler bakımından çok şanlıyız, onlardan özellikle bahsetmek lazım. Çok disiplinli ve çok başarılı çalışıyorlar. Çünkü iş boş bir beyaz sayfadan başlıyor biliyorsunuz ki. O boş sayfadan haftada 250 sayfa senaryo hazırlıyorlar. 10 kişilik bir ekibimiz var. Onlar da süreklilik için çekim ekibi gibi yoğun çalışıyorlar. Sağ olsunlar bize baya önceden gönderiyorlar senaryoyu ve biz de ona göre iyi bir takvim çıkarabiliyoruz.
Elif dizisinin geleceğini şekillendirmede nelere dikkat ediyorsunuz ve edeceksiniz?
Özkan İpek : Bizim Elif“te en çok dikkat ettiğimiz husus Türk aile yapısına uygun bir hikaye çizgisi taşıması. Çocukların bedensel ve zihinsel gelişimini etkileyecek küçük karakterlerimiz var. Özellikle onları kötü olandan uzak tutmaya teşvik etmek. Geri kalanı günlük hayat. Sıradan ve sıkıcı olmadan hareketli heyecanlı gelişimini devam ettirme, dış ülkelere satışına devam ederek ülkemize katkı sağlama ve kültürümüzü dış ülkelere tanıtma gayelerini taşıyoruz şu an üzerimizde.
““Elif“in sinema filmini yapmayı düşünüyoruz.““
Özkan İpek: Elif“in bir sinema filmini yapmayı düşünüyoruz açıkçası. Bu yaz değil de önümüzdeki yaz inşallah. Olağan hikayeden bağımsız bir hikaye olacak. Yine Elif ama hayatlarının başka bir kesiti diyebiliriz.
Röportaj
Dilara Koç
Berkay Bulut
Türk Televizyonunun Zarif Yüzü: Gülgün Feyman
AKDENİZ YÜZ GÜZELİ YARIŞMASI 4 ŞUBAT'TA ERDEM BAYAZIT KÜLTÜR MERKEZİ'NDE GERÇEKLEŞECEK
Kafuli Balık Restoranı’nda Yılbaşı Coşkusu: Ömer Danış Sahneye Çıkıyor!
“Gazeteciler Yılbaşına Ataşehir’de Bir Araya Geliyor!”
“Geçmişin İzinde, Kalemin Sesinde”4 gün önce
SUÇLULAR YILI4 gün önce
BİZ HER ŞEYE MÜSTAHAKIZ4 gün önce