Malazgirt: Bir Milletin Kaderini Değiştiren Gün

Haber Ahmet Çokak

Malazgirt: Bir Milletin Kaderini Değiştiren Gün
Eklenme Tarihi: 2025-09-15 01:52:22

Malazgirt: Bir Milletin Kaderini Değiştiren Gün

✍️ Ahmet Çolak

Tarih 26 Ağustos 1071’i gösterdiğinde, Muş’un o sade, sarı sıcak ovanın ortasında, tarihin akışını değiştirecek bir savaş yaşanıyordu. O gün orada yalnızca iki ordu karşılaşmadı. O gün orada, doğu ile batının kaderi çarpıştı. Sadece bir meydan savaşı değil, Anadolu’nun ruhunu şekillendirecek bir kırılma anıydı Malazgirt.

O sabah, Selçuklu Sultanı Alp Arslan, askerlerine dönüp şu sözleri söyledi:

“Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum.”

Bu cümle, sadece bir askeri talimat değildi. Bir milletin tarih sahnesine yazılmak üzere attığı ilk büyük imzaydı.

Anadolu’nun kapısı mıydı, yoksa kilidi mi açıldı?

Malazgirt Zaferi, hep “Anadolu’nun kapılarını Türklere açan savaş” olarak anlatılır. Oysa bu, fazlasıyla basitleştirilmiş bir söylemdir. Kapı çoktan aralanmıştı. Türkmen akıncılar, yıllar öncesinden beri Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde bulunuyordu. Fakat Malazgirt, bu göçün artık geçici olmadığını, bu toprakların ebedi yurt edinileceğini cümle âleme ilan eden zafer oldu.

Bir zaferden öte bir uyanış

Romanos Diogenes’in başında bulunduğu Bizans ordusu, sayı ve teçhizat olarak üstün görünse de, ruh olarak çökmüştü. Savaş meydanında Alp Arslan’ın atının önünde diz çöken Diogenes, aslında bir imparator değil, bir çağın yıkılışını temsil ediyordu.

Malazgirt’te kazanılan sadece bir toprak parçası değil, özgüven, cesaret ve kaderdi. O günün ardından Anadolu’nun dağlarına, ovalarına, nehirlerine Türkçe isimler verilmeye başlandı. O gün, tarih kitaplarında yer almakla kalmadı; türkülere, destanlara, dualara girdi.

Savaşın arkasındaki strateji: Akıl ve inanç

Sık sık unutulur: Malazgirt Zaferi sadece iman gücüyle kazanılmadı. Alp Arslan, büyük bir askeri deha idi. Türk savaş taktikleri, hilal tipi kuşatma, geri çekilme numarası gibi stratejik manevralar, Bizans ordusunu şaşkına çevirmişti.

Ama evet, inanç da vardı. Ordusunu Cuma namazıyla savaşa uğurlayan bir lider vardı. Zırh yerine kefen giyen bir sultan vardı. Malazgirt’te inanç ile stratejinin buluştuğu o eşsiz denklem zaferi getirdi.

Bugün Malazgirt ne ifade ediyor?

Tarih, sadece geçmişi anlatmak için okunmaz. Bugünü anlamak, yarını kurmak için de okunur. 1071, bize şunu söylüyor: Bir millet, ortak hedef etrafında birleştiğinde, imkânsızı başarabilir. Malazgirt, bir milletin tarih sahnesine yalnızca kılıçla değil, iradeyle, inançla ve akılla çıkabileceğinin kanıtıdır.

Bugün Malazgirt ruhuna en çok ihtiyacımız olan zamandayız. Çünkü biz, zaferleri hatırlamakla kalmamalı, o ruhu bugüne taşımalıyız. O gün, Sultan Alp Arslan ordusunu bir araya topladıysa, biz de bugün gönüllerimizi bir araya getirmeliyiz.

Çünkü Malazgirt sadece geçmiş değil, aynı zamanda bir duruş, bir hatırlatma, bir sorumluluktur.

🗞️ Son söz:
Her milletin tarihinde bir “kırılma noktası” vardır. Türk milletinin kaderinde bu kırılma noktası, Malazgirt’tir. Unutmayalım: Malazgirt’i anlamak, yalnızca tarih bilmek değildir. Aynı zamanda kendini bilmek, nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilmektir.

Son Haberler